4 Mayıs 2014 Pazar

"uzaklık uzar" dedi genç adam ve sustu. "uzar" dedi genç kadın. O'da sustu. Sükutları o kadar büyükdüki odaya sığmadı. Taştı pencere pervazlarındaki açıklıktan, kapı altı boşluğundan dışarıya. odayı doldurduğu yetmiyormuş gibi, salonu, diğer odaları, mutfağı, banyoyu, tuvaletleri... hasılı tüm evi doldurdu ve taştı sokağa. az sonra sükuttan bir dünya oluşuvermişti. Bu kadar mı derin diye düşündü genç adam. birden düşüncelerinin içinde genç kadının düşünce sesini duyuverdi. bu kadar mı derin...
Neler oluyor Allahım bana neler oluyor demeye çalıştı. ama olan biteni biz biliyoruz...
Bunun adına tüketilmişliğin dayanılmaz acısı diyoruz biz. Sevgiyi, aşkı, teslimiyeti, umudu, beklemeyi, bekletilmeyi, kavuşmayı, kavuşamamayı, dahası hayatın tüm aşamalarını o kadar kolay harcamış ve o kadar çabuk tüketmişiz ki, bu tüketilmişliği birde tükenmişlikle beraber götürmeye çalışanları düşün...
Hadi o vakit... yeniden Bismillah diyerek başlayabiliriz.
Varmısınız!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder