29 Haziran 2019 Cumartesi

MARİFET İLTİFATA TABİDİR

Ey yeryüzünde kendisine bahşedilen nan-û nimetten habersiz yaşayan aç gözlü sefil.
Artık, bir elmanın içinde beslenerek büyüyen kurt gibi aç ve doymaz olan nefisinin sana yaptığı kötülüklerin farkına ne zaman varacaksın? Elmanın içindeki kurt gibi ne ağaçtan haberdarsın, ne de o ağaca can verenden. İçinde bulunduğun elmanın bile farkında değilsin. Ne de bahçevanı tanırsın.
Ne vakit uyanacaksın? Ne vakit şulelenip arz’dan arşa yükselerek Hû diyecek ve her nefeste can kafesi olan ve topraktan mamul hapishanenden kurtulacaksın? Ne vakit ötelere pervaz vurup gece ay ve yıldızlarla, gündüz Şems’le halleşip her canlıya bahşedildiği gibi sana da lütfedilmiş olan aşkın ateşiyle yanıp yakılacaksın.
Sayrıl bu nefs girdabından ve aç gözlerini! Vakit geçiyor. Aşkı, farklı mecralarda arama. Kendine bak, kalbine yönel. Zikre sarıl. Dilini damağına yapıştır da kapat gözlerini ve bir nefesçik ömür sermayeni ortaya koyarak öyle bir “Allah” deki, seslendiğin de sana “Lebbeyk” desin…
Vakit yerden fışkıran bir pınarın deryaya akıp, yine toprağın altındaki mecrasına girip kaybolduğu gibi hızla akıyor. Kaybolup gidiyor. Farkına var artık.
Medet umduğun ama her seferinde elini boş, kalbini mahzun bırakan İnsandan ve dünyanın kıylü kaalinden geç. Yar’in kapısına var dayan ve yalvar. Yalvar ki taaccüble dudak ısıranların dedikodularından da sıyrılabilesin. Zorla o kapıyı. Sultanın kapısı kimsenin yüzüne kapanmaz.
Sana "Ne getirdin.?" diye sorarlarsa "ben garip mahcup mey'us ve mükedder bir gedayım bu kapı sultanlar sultanının kapısı. Bu kapıda ne getirdin diye değil de ne istersin diye sorulur bildik o yüzden geldik" de. Niyazına gözyaşlarını katık et de iste isteyebildiğin kadar. Duyduk ki o Sultanlar Sultanı gözyaşına dayanamazmış.
Unutma marifet iltifata tabidir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder